Sitemizi Sık Kullanılanlara Ekleyin... -------------------
   
  Cicek Bahcemiz =)
  Velilerimize
 
DEĞERLİ VELİLERİM VE SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM
YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILIMIZ HEPİMİZE HAYIRLI UĞURLU OLSUN...


2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA BAŞLARKEN İLK UYARIM UYKU DÜZENİ İLE İLGİLİ OLACAK

Okul Başarısı İçin Çocuklara Uyku Disiplini Kazandırmak Şart


     Çocuklarda yaz tatili döneminde kaybedilen uyku disiplininin, okulların açılmasıyla birlikte ciddi sorun teşkil edebileceği bildirildi.
Rehberlik uzmanı Tamer Sural, uykusuz kalan çocuğun sınıfta anlatılan ders konularını anlamakta güçlük çekeceğini ve bunun çocuğu başarısızlığa ittiğine dikkat çekti. Sural, Sorunun ortadan kaldırılmasında ailelere büyük görev düştüğünü ve çocuklara uyku disiplininin kazandırılmasının şart olduğunu ifade etti.

Okulların açılmasına sayılı günler kala uzmanlar aileleri, okula giden çocukların uyku disiplininin sağlanması konusunda uyardı. Her yıl yeni eğitim yılı başında ailelerden çocukların uykusunu tam alamadığına yönelik sayısız şikayet geldiğine dikkat çeken uzmanlar, uzun süren yaz tatilinin ardından çocukların uyku düzensizliğinin bu dönemde devam etmesinin
önemli bir gösterge olduğuna vurgu yapıyor.

Uzmanlar ailelerin okulların açıldığı ilk günden itibaren çocuklara uyku disiplinini kazandıramaması durumunda okul başarısının olumsuz etkilendiği uyarısında bulunuyor. Yaz tatili döneminde kaybolan uyku saatleri uygulamasının, sabah geç kalkma, akşam geç yatma, ebeveynlerle birlikte hareket etmenin uyku disiplinini tamamen bozduğuna dikkat çeken uzmanlar, uyku disiplininin okul başarısında önemli bir katkısı olduğunu ifade ederek; ebeveynlerin çocuklarıyla aynı saatte yatmaları ve aynı saatte kalkmalarının faydalı olacağına işaret ediyor.

Rehberlik uzmanı Tamer, yaz tatiliyle çocuklarda oluşan rehavetin, okulun ilk ayında atlatılması gerektiğinin altını çizerek, öğrencilerde bu dönemde en çok yaşanın sorunun uykusuzluk olduğunu ifade etti. Sural, uykusuz kalan çocuğun sınıfta anlatılan ders konularını anlamakta güçlük çekeceğini ve bunun öğrenciyi başarısızlığa ittiğini belirtti.

Sural, sorunun çözümü için şu uyarılarda bulundu: "Anne ve babalar, çocuklarının yaz dönemindeki rehavetle birlikte, okul zamanı kazandırılan ve disipline edilen birçok uygulamadan taviz verdi. Uyku da bunlardan birisidir. Ama okulların açılmasıyla birlikte yeniden aile, çocuktaki uyku disiplinini sağlamalıdır. Bunun için gerekirse aile bireyleri de taviz vererek, çocuklarının yatma ve kalkma saatlerine kendileri de uymalıdır. En azından okulun ilk bir aylık döneminde uyku disiplini için yapılacak uygulama çocukların yılsonuna kadar sorunsuz dönem geçirmesini sağlayacaktır."

Yatıp-kalkma ve dinlenmeyle ilgili herkes için geçerli olabilecek birkaç önemli prensibin olduğunu söyleyen Sural, şu tavsiyelerde bulundu: "Aile fertlerinin hayatı mutlaka ölçülü olmalı. Ev içinde geçerli ve uygulanabilir kuralların olması gerekir. Bir evde, yatıp-kalkmaya gelinceye kadar her şey kontrol altına alınmışsa, o aileye ait meselelerin büyük bir kısmı yoluna girmiş sayılır. Ailenin mesken tuttuğu evin ve mahallenin düzeniyle çocuğun hayat nizamı birbiriyle çelişmemesi gerekir. Ortamın, çocuğun aile ortamına uyumlu olması gerekir. Aksi takdirde terbiyede istenmeyen davranışlar kazanılır. Evin sesten, gürültüden uzak olması çok önemli. Dinlenme ve çalışma, imkân ölçüsünde belli bir zaman içinde ve belli saatlerde yapılmalıdır. Aksi halde, sürekli değişip duran yatıp-kalkma zamanları, uyku ile çalışmayı iç içe kılar. Bu ise hem istirahatın hem de çalışmanın zedelenmesi demektir. Uykuya ait zamanı ihlâl edecek her şeyden mutlaka kaçınılmalıdır. Bazen bir iki bardak çay, bazen bir iki lokma yiyecek, bazen de bir can sıkıntısı bir gecelik uykuya mal olabilir."
Lütfen erken yatıp erken kalkalım,uyku çok önemli.

DEĞERLİ VELİLER; ÇOCUĞUNUZUN KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANMASI İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALARDA LÜTFEN ÖĞRETMENE DESTEK OLUNUZ, ÇOCUĞUNUZU UYGUN OKUMA ORTAMLARI SAĞLAYINIZ, OKUMASI KARŞILIĞINDA ONU ÖDÜLLENDİRİNİZ.

ÇOCUKLARIMIZ, EN DEĞERLİ VARLIKLARIMIZ
çocuklar

Çocuklar, bizim en değerli varlıklarımızdır. Onlar canımızdan bir parçadır. Bu günün çocukları, yarınımızın gençleri ve geleceğimizin de mirasçılarıdır. Dolayısıyla, onların bedenen, zihnen ve ruhen olgunlaşması için gerekli ortamı hazırlamak, başta anne-babalar olmak üzere tüm büyüklerin ve biz eğitimcilerin görevidir.
Eğitim, sadece çocuğu okula gönderme ve bilgi verme ile sınırlı değildir. Çocuk eğitiminin temeli, onlara örnek olmaktır. Bu bakımdan eğitimde, dürüst, temiz, çalışkan, gayretli ve inançlı olmak gibi güzel huy, düşünce ve davranışların çocuklara kazandırılması hedef alınmalıdır. İnançlı, sağlam karakterli, insan ve diğer yaratılanların haklarına saygılı nesiller yetiştirmek, yarınlarımızın garantisi olacaktır. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) de, çocuklar için bırakabileceğimiz en değerli mirasın, güzel ahlâk ve terbiye olduğunu belirtmişlerdir.
oyun ve çocukHz. Lokman (a.s.)ın kullandığı sevgi üslubuyla çocuklara, ahlâkî güzellikleri benimsetmek hepimizin görevidir. Ruh ve gönül dünyası güzelliklerle beslenen çocuklar, hayatlarının ileriki dönemlerinde zararlı akımlara iltifat etmezler. Öncelikle başkalarına saygı ve sevgiyi öğrenen, gönlü vatan ve millet aşkıyla dolu olarak yetişen çocuklarımız, ülkemizin ve milletimizin de iftihar vesilesi olacaktır.
Çocuklarımızın iyi yetişmesinde toplum olarak hepimize, bilhassa anne ve babalara ağır sorumluluk düşmektedir. Atalarımız, EĞRİ AĞACIN  DOĞRU GÖLGESİ OLMAZ  demişlerdir. Dolayısıyla, çocuklarımıza iyi örnek olabilmek için, biz büyüklerin iyiye ve daha güzele yönelmesi gerekir. Bu bağlamda önce anne babalara, sonra biz öğretmenlere büyük görevler düşmektedir.

Teşekkürler Hikmet öğretmenim.





        VELİLERE TAVSİYELER

        Sayın Veli; çocuğunuzun derslerdeki başarısı için aşağıdaki hususlara önem veriniz.

         1. Çocuğunuzun sağlık durumu ile yakından ilgileniniz. Hastalıklardan bir kısmı, çocuğun hayat enerjisini önemli ölçüde azaltarak onu dermansız bırakır. Bir kısmı ise; doğurdukları devamlı acı ve ağrılar yüzünden çocuğun ilgi ve dikkatini ders konuları üzerinde toplamasına engel olur. Sağlık durumu çocuğun okul başarısına etki ettiği gibi bazı rahatsızlıkların bilinmemesi veya tedavi ettirilmemesi birtakım uyumsuz davranışların da sebebi olacaktır.

         2. Çocuğunuzu kahvaltı ettirmeden veya yemek yedirmeden kesinlikle okula göndermeyiniz. İlköğretimdeki çocuk hızlı bir büyüme ve gelişme dönemindedir. Bu konuda titiz olunuz. Yemeklerini zamanında yediriniz.

          3. Çocuğunuzun kılık- kıyafetine özen gösteriniz. Kıyafetlerinin okul kurallarına uymasına ve temizliğine dikkat ediniz.

         4. Çocuğunuzun derslerinin ve davranışlarının daha iyiye yönelmesi için, öğretmenlerle sıkı bir işbirliği kurunuz. Veli toplantılarına mutlaka katılınız.

           5. Çocuğunuzun yaşamındaki en etkili çevre aile çevresidir. Çocuk yaşamında en çok etkili örnekleri ailesinden alır. Anne-baba olarak tüm davranışlarınızla çocuklarınıza örnek olunuz.

            6. Çocuğunuzu iyi tanıyınız. Çocuklardan yapamayacağı şeyleri istemeyiniz. Onları yeteneklerinin ötesinde başarı göstermeye zorlamayınız.

            7. Çocuğun tüm arzularının yerine getirilmesi ona her istediği şeyi yapabileceği, elde edilebileceği kanısının verilmesi veya tam tersi isteklerinin çok sınırlandırılması, hiç yerine getirilmemesi çeşitli uyumsuz davranışlar geliştirmelerine neden olacaktır. Bu konuda titiz olunuz.

            8. Çocuğunuza yeteri kadar harçlık veriniz. Harçlığını mümkünse aylık veya haftalık olarak toptan veriniz. Böylelikle kendisini yönetmesini öğrenecek ve sorumluluk kazanacaktır.

            9. Çocuklarınızı başka çocuklarla veya kardeşleri ile mukayese etmeyiniz. Her insanın sahip olduğu nitelikler farklıdır. Onları olduğu gibi kabul ediniz.

            10. Çocuklarınızı korkutmayınız. Fazla baskılardan, bedeni cezalardan, olmayacak sınırlamalar koymaktan kaçınınız.

           11. Çocuklarınızın belli davranışları için anne-baba olarak değişik davranış göstermeyiniz, aynı şekilde davranınız.

            12. Çocuklarınızla iyi notların yanında zayıf not almasının da normal olduğunu ve çalışmakla durumunu düzeltebileceğini telkin ediniz.

            13. Çocuğunuzun okul yaşantısı ile ilgileniniz. Anlattıklarını dinleyiniz.

            14. Çocuğunuzun okul dışındaki arkadaşlarının kontrol ediniz.

            15. Çocuğunuzun okul ve öğretmenler hakkında şikayetleri olursa onu dinledikten sonra okul yönetimi ve öğretmenler ile görüşünüz.

           16. Öğretmenler öğrencisinden makul olan ders araç ve gereçlerini almasını istemişlerse, bunları zamanında ve yeterince temin ediniz.

            17. Ders çalışırken, çocuğunuzu ev işi, çarşı, pazar işi için kaldırmayınız.

            18. Çocuğunuzun mümkün olduğu kadar sosyal yaşantılar içinde, sosyal olmasını sağlayınız. Okul ve çevresindeki sosyal faaliyetlere katılmasına izin veriniz.

           19. Çocuğunuzu sık sık eleştirmeyiniz. Hele bunu başkalarının yanında asla yapmayınız. Onun aşağılık duygusuna kapılmasını önleyiniz.

            20. Beğendiğiniz takdir ettiğiniz taraflarını söyleyiniz. Onun kendine güven duymasını sağlayınız. Çocuklarınız arasında ayrım yapmayınız. Çocukları kıskandırmayınız. Hepsine sevgi ve ilgi gösteriniz.

            21. İçinde bulundukları yaşlarda arkadaş çocuğunuz için çok önemlidir. Arkadaşı olmasına, iyi arkadaş seçmesine yardımcı olunuz.

            22.Tv izlemede çocuğunuza iyi alışkanlıklar kazandırınız. Sürekli TV izlemek çocuğunuzun başarısını olumsuz yönde etkiler. Ancak bunu zor kullanarak değil ikna ederek gerçekleştiriniz.

             23. Çocuğunuzun okuluna ve eve zamanında gelişini sağlayınız, varsa geç kalma alışkanlığını önleyiniz.

---------------------------------------------------

         İYİ TATİLLER
 

 

Sayın veli; öncelikle dönem boyunca öğrencimize vermiş olduğunuz destekten dolayı teşekkür ederim. 1. sınıf öğrencileri yaşları nedeniyle öğrendiklerini çabuk unutan bir topluluktur. Bu sebeple vermiş olduğum tatil ödevi öğrencilerin en azından mevcut durumlarını korumak içindir. Çalışma saatlerini, evin uygunluk durumuna göre ve öğrencinin verimli olabileceği saatleri düşünerek, siz ayarlayabilirsiniz. Ben öğrencilerin kapasitelerine göre hafif sayılabilecek bir program hazırladım. Sizler bu programın içeriğini eksiltmeden oynamalar yapabilirsiniz. Örneğin sınıfta bir günde 2-3 hikaye  kitabı okuyabilecek öğrenciler vardır. Bu öğrenciler isterlerse fazla okuma yaparak programı önceden bitirebilirler. Ancak öğrencilerin sıkıldığını hissettiğiniz anda lütfen zorlamayınız. Bir diğer husus ise öğrencilerin okuma - yazma çalışmalarında mükemmel yazıp okumasını beklemeyiniz ve zorlamayınız. Öğrenci zaten elinden geleni yapmıştır. Siz kötü yazsa veya okusa dahi yine de onların bu okuma ve yazma şevkini kırmadan teşvik edici davranınız.  Günde sadece 1-2 saat ayırarak bu çalışma programını yaptırabilirsiniz. Lütfen öğrencinin gerilememesi için tekrar çalışmasını aksatmamaya çalışınız.

 

Yardımınız ve anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim

ÇOCUĞUNUZUN OKUMA YAZMA DURUMUNUN NASIL OLDUĞUNU MERAK MI EDİYORSUNUZ?
 

  O zaman sizler için hazırlamış olduğum aşağıdaki yazıyı okuyun...


  Çocuğunuz bu sayfada onlar için el yazısıyla yazılmış, sınıfta da öğrenmiş olduğu  aşağıdaki (en alttaki) metinleri okuyor ve bakmadan, siz söylediğinizde defterine yazabiliyorsa sorun yoktur. Çocuğunuz yapılan okuma-yazma çalışmalarında BAŞARILI demektir. Ancak bunları yapamıyorsa SORUN VAR demektir. O zaman hemen tedbirinizi almalısınız...
    
      Peki durumunu düzeltmek için neler yapabilirsiniz?

 -  Çocuğunuz okuldan geldiğinde defterine mutlaka bakın.

      Bugün ne yapmış? Eksik bıraktığı çalışma var mı? Sınıfta öğretmenin defterine yazmış olduğu örnek ses, sözcük ya da cümleyi yazabilmiş mi? Yoksa defterde sadece öğretmenin yazdığı mı duruyor? Yapamamış ya da yarım bırakmışsa yardım edin beraber yapın. Ama siz değil çocuğunuz yapsın. Siz yanında bulunun, izleyin, gerektiğinde elinden tutup yaptırın. Öğrendiğinde, eli alıştığında bırakın artık kendi yapsın. Bundan sonra izleyin, sadece yanlış yaptığında düzeltmesini sağlayın.
    Çalışmalarda bitişik eğik el yazısı dışında yazı çalışması yaptırmayın.
    Yazım çalışması yaparken harflerin yazılış yönüne mutlaka dikkat edin. Çocuk nasıl öğrenirse ilerde de öyle devam eder. İleride düzeltmesi zordur. 
     
  -  Çocuğunuz okula gelirken çantasında mutlaka tüm araç-gereçlerinin eksiksiz yanında olmasını sağlayın. Araç-gereç getirmediğinde o gün yapılan çalışmalardan mahrum kalır. Kalemini, silgisini, boyalarını getirmediğinde öğretmen onu farkedene kadar, arkadaşları onun yazmadığını, resim yapmadığını öğretmenine söyleyene kadar yazı yazmaz, resim yapmaz, yapılan çalışmadan geri kalır. Ayrıca yapacak bir çalışması olmadığı için diğer arkadaşlarını oyalar. Yazı defterini getirmezse, o günkü yazım çalışmalarından geri kalır. Telafisi zordur. Resim defterini getirmezse, diğer öğrenciler resim yaparken sıkılır, yapacak birşey bulamaz. Aynı şekilde oyun hamurlarını getirmezse yine arkadaşları onlarla oynarken, o sıkılır, sadece onları izler. Daha da önemlisi sınıfça yapılacak bir çalışmadan mahrum kalır. 

    Tüm bu olumsuzlukların olmaması için; hergün okula gelirken çocuğunuzun çantasını kontrol edin.

 Veeeee...
 
Tüm bunları yaptıysanız artık aşağıdaki metinleri okutun, bakarak yazdırın ve son olarakta bakmadan yazma çalışması yaptırın. 
Bunların hepsini yaptıysanız çocuğunuzun başarısız olması için bir neden yok...

  Tüm bunları yaptım ama hala tam olarak istediğim ya da sizin istediğiniz gibi okuyup yazamıyor diyenler olabilir. Ama pes etmek yok çalışmaya, çalıştırmaya devam, belki zaman alacak ama sonunda başarıya ulaşacağız.

   Öğrenci-Öğretmen-Veli el ele...



                  OKUL FOBİSİ
           Çocuklar için korku da diğer duygular gibi  normal yaşamın bir parçasıdır. Çocukların korkularını ifade edebilmeleri olumlu ve sağlıklı büyümelerini sağlar. Normal korkular çocuğun çevresine uyum sağlamasının ve kaygılarla baş etmesinin bir yoludur.       Çocuğun uyum sağlamasını engelleyen korkular da vardır ki bunlardan biri de okul korkusudur. Okul korkusunun her çocukta rastlanan bir durum olduğu söylenemez. Ancak ortaya çıkması halinde çocuğun akademik yaşantısını alt üst edebilir.

ÖZELLİKLER :
·        Okul korkusu olan çocuk, okulu sever ve okula gitmeyi başarırsa örnek bir öğrenci olabilir.
·        Bu çocuklar genelde aile bireyleri dışındaki yabancı kişilerle sosyal ilişki kurmakta güçlük çekerler ve utangaçtırlar.
·        Okul korkusu geliştiren çocuklar genellikle başarı kaygısı olan uslu, uyumlu, aşırı onay bekleyen, ailesine bağımlı çocuklardır.
·        Yanlarında anne yada babası olmadan sınıfa girmek istemezler.
·        Evde kaldıkları sürece mutludurlar.
·        
 NEDENLER:
Ailevi Nedenler
·        Asıl korkulan şey okul değil evden, anneden ayrılmaktır,
·        Aile bireylerinin birbirlerine aşırı bağlı ve çoğu zaman bağımlı olması,
·        Anne ve babanın çocuğun kendilerine bağlı yada bağımlı kalmasını istemesi,
·        Anne babanın kendilerine ve çocuklarına bir şey olacağı konusunda yoğun kaygı duyması,
·        Çocuğun, anne yada babasının yokluğunda kendisine yada anne babasına bir şey olacağından korkması,
·        Boşanma,  anne veya babanın başka biriyle evlenmesi veya maddi sorunlardan kaynaklanan stresli bir ev yaşamı,
·        Çocuğun yeni bir kardeşin doğması, taşınma, hastalık, yakın birinin ölümü gibi bir stres faktörünün olması.
BELİRTİLER:
·        Heves ve enerji kaybı oluşmaya başlamışsa,
·        Alıngan ve sinirli olma halinde artış görülüyorsa,
·        İştahsızlık ve uykuda huzursuzluk varsa,
·        Okul etkinliklerine karşı pasif, içe kapanık ve utangaç davranıyorsa,
·        Okulda ve evde daha çok nedensiz ağlamaya, kavga etmeye ve dikkat çekmeye çalışmaya başladıysa,
·        Evde kalmak ve okul ödevlerini kaçırmak arasında seçim yapamayıp aşırı kaygılı olduysa,
·        Sık sık hasta olmadığı halde baş veya karın ağrısı bahane ederek şikayet ediyorsa,
·        Okula giderken ağlama, hastalanma ya da okula gitmeyi istememe davranışları geliştiriyor ve evde kalmasına izin verilince bunlar birdenbire kayboluyorsa,
·        Bir seferde günlerce okula gitmediği oluyorsa,
·        Okula gitmediği için suçluluk duymuyorsa,
·        Okula devam ettiği zamanlarda iyi bir öğrenci olabiliyorsa okul korkusundan şüphelenilebilir.

Anne Babaya Öneriler:
·        Okula gitme konusunda ödün verilmemeli, mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır. Bu çözümün yarısıdır.
·        Çocuğa, okulun amacını açıklamak, okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin  kararlı ve tutarlı olması işe yarar. Okula gitmemesi halinde yapılan çalışmalardan geri kalacağı ve bunun kendisi için bazı aksaklıklara yol açacağını anlatmaya çalışılmalıdır.
·        Çocuğun kendini terkedilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak davranışlardan kaçınmalıdır.
·        Okula gitmediğinden dolayı çocuğu suçlamamalı, korkusu ve gözyaşlarıyla alay edilmemelidir.
·        Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir.
·        Ona gününüzün nasıl geçeceğini anlatıp, onunla gününün nasıl geçtiği hakkında konuşmak her ikinizi de  rahatlatabilir.
·        Çocuğa okula gitmesi gerektiği, zaman geçerse bu korkuya birde derslerden geri kalmış olmanın korkusunun ekleneceği söylenmelidir.
·        Çocuğun endişeleri, duyguları  üzerinde  konuşmak, hem sıkıntısını paylaşmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlar.
·        Bu sıkıntılı durumun geçici olabileceği, kendisiyle aynı durumda olan başka çocuklarında olduğu anlatılabilir.
·        Boş zaman ve oyun becerileri kazandırarak anne babaya bağımlılık azaltılabilir.
·        Arkadaş toplantıları düzenleyerek, sosyal beceriler kazanmasına fırsat tanınabilir.
·        Anne babanın beklenti düzeyini gerçekçi kılıp çocuğa zaman tanıması korkuyu yenmesini kolaylaştırabilir.

 
   

 

EV ÖDEVLERİ
  Ev ödevleri, öncelikle okulda öğrenilen bilgi ve yaşantıların kalıcılığını sağlamak veya bu bilgi ve yaşantıları genişletmek amacıyla öğretmenler tarafından  öğrencilere verilmektedir. Öğrenciler ev ödevlerini yaparken yeni malzemeler kullanmalı ve yeni deneyimlerde bulunmalıdırlar. Bu deneyimler, öğrencilerin, bilgi ve yeteneklerinin farkına varmalarını ve geliştirmelerini, eksik yönlerini tamamlamalarını, bağımsız ve düzenli ders çalışma alışkanlığı kazanmalarını, okul dışındaki bilgi kaynaklarını kullanmalarını ve verilen sorumluluğu yerine getirmeyi öğrenmelerini ve dolayısıyla derslerinde başarılı olmalarını sağlamaktadır.   
Anne Babalar Neler Yapmalı?
 -Çocuğa uygun çalışma ortamı ve araç gereç sağlanmalıdır. Çocuğun rahat çalışması için dikkatini dağıtacak uyaranlar kaldırılmalıdır.
 -Anne-baba ödev yapılacağı zamanı çocukla beraber planlamalıdır.
 -Çocuk yardım istediği zaman yardımcı olunmalı ama bu yardım çocuğun ödevini yapmaya değil zorlandıklarında yardımcı olmaya, başvuru kaynaklarını göstererek uygun rehberlikte bulunmalarına yönelik olmalıdır.
 -Anne-baba çocuğun yerine ev ödevini yaparsa çocukta çalışma alışkanlığı ve sorumluluk duygusu geliştirmesini engeller. 
-Ev ödevi kontrol edilmeli hatalarını düzeltmesine eksikliklerini tamamlamasına fırsat verilmelidir.
 -Ödev bitirilince takdir edilmesi özgüven ve öz disiplini geliştirici bir pekiştireçtir.
 -Anne-baba çocukların ödevlerine aşırı ilgili veya aşırı ilgisiz, baskıcı ve arkadaşlarıyla kıyaslayıcı tutumları çocuğun ödevden hoşlanmamasına ve ödevi yapamama kaygısı duymasına neden olabilir. 
-Veliler düzenli aralıklarla öğretmenle görüşerek ev ödevi hakkındaki tutum ve beklentilerini çocuklarına ev ödevlerinde nasıl yardımcı olacaklarını öğrenmelidirler.


    

 

 


 
 
  Bugün 11 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı! HazıRLayan: |DignifieD|  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol